Eylül'ün Tasarımcısı - Mies Van Der Rohe
- designtagger
- 25 Kas 2019
- 2 dakikada okunur

Tasarımcının bir cümlesi tüm yaşantısına hatta gelecek kuşağa yön verebilir mi? Sanat ve mimari tartışma platformlarında sıkça duyduğumuz ‘Less is More’ ifadesinin Rohe tarafından dile getirilerek modern çağa yön verdiğini biliyor muydunuz?
Ludwig Mies Van Der Rohe yirminci yüzyılın en önemli mimar ve tasarımcılarından biri kabul edilmiş, yapıtlarında sadeliği ön planda tutan mimarın amacı en azı kullanarak en fazla işlevselliği elde etmek olmuştur. Minimalizmi ‘Tanrı detayda gizlidir’ diyerek savunan sanatçı basit görünen ama detayların oldukça önemsendiği bir dille eserlerini kurgulamıştır.
Rohe, 1921 yılında katılmış olduğu bir yarışma için tasarladığı Friedrichstrasse gökdelenindeki çelik iskelet ve cam cephe ile büyük ilgi toplamış, sonraki yıllarda yapıtlarının iç mekân çözümlemelerinde endüstriyel çelik ve plaka cam kullanarak, ilk yapıtlarından itibaren bize geleceğin ipuçlarını vermiştir.

1930 -1933 dönemleri arasında dönemin modern mimarlık ekolü olan Bauhaus okulunda direktörlük yapan Rohe, dönemin siyasi baskılarıyla okulun kapatılmasına rağmen Amerika’da çalışmalarına devam etmiş, sonucunda hepimizin aşina olduğu meşhur yapılar ortaya çıkmıştır.
Barselona Pavyonu (Barcelona Pavilion)
Barselona Pavyonu, 1929 Uluslarası Fuarı’nın bir parçası olarak tasarlanmıştır. İlk olarak Alman Pavyonu olarak adlandırılan yapı, Almanya’nın I. Dünya Savaşı sonrasındaki karakterini yansıtmaktadır.
Genel olarak ‘alçak’ tasarımı benimseyen yapı; ziyaretçileri mekâna girmeden üzerlerinde kurduğu baskıyla içeriye davet eder. Serbest plan düzenini gördüğümüz yapıda duvarların herhangi bir taşıyıcı görevi yoktur bu da mekânın iç düzenlemesini açık hale getirmiştir.
Farnsworth Evi (Farnsworth House)

Farnsworth Evi, 1951 yılında Amerika’da inşa edilmiş, süsten uzak, net geometriler ve simetrinin önemsendiği mimari anlayışla kurgulanmıştır. Sade yapı elemanları ve şeffaflığıyla döneminde büyük etki yaratan yapı, Rohe’nin temel prensiplerini de kapsar: serbest mekan ve çelik konstrüksiyon.
Rohe’nin mimari konseptlerinden biri olan doğa ve yapı arasındaki uyumu sağlayan yapı, 200’ ün üzerinde eserler üreten sanatçının az da olsa bakış açısını anlamamıza ön ayak olan eserlerinden yalnızca bir tanesidir.
Sanatçının birkaç eseriyle sanatını ve tasarım anlayışını net olarak anlayamasak da Rohe ve onun gibi tarihte kalıcılığını kanıtlamış mimarlar bizden sonraki kuşaklar için de önemli bir yol gösterici olacaktır.
Comentarios